Gerçek bir düzenleyici kurum denetimi ve lisansına sahip bir
Forex şirketinin sizi dolandırmaya yönelik bir tercih yapma olasılığı oldukça
düşüktür. Karşılaşabileceğiniz herhangi bir durumda hakkınızı savunabileceğiniz
resmî bir düzenleyici olması, güvenilir adil bir ortamda işlem yapmanıza olanak
sağlayacaktır.
Elbette offshore lisanslı şirketlerin tamamı sizi dolandıracak
varsayımında bulunamayız fakat gerçek bir düzenleyici denetimindeki şirketler
varken neden offshore lisanslı şirketlerle çalışarak riske girelim ki..
Gelelim gerçek bir düzenleyici lisansına sahip olunup
olunmadığından nasıl emin olacağınıza…
Forex şirketleri denetime tabi olup lisans aldıklarında
benzersiz bir kimlik numarası alırlar. Tıpkı bireysel kimlik numaramız gibi..
Ve şirketler bu kimlik numaralarını resmî web sitelerinin en altında belirtmek
zorundadırlar..
Bir Forex hesabı açmak istiyorsunuz ve bir şirket ile
iletişim halindesiniz.. Ve size SPK lisansları olduğunu belirttiler.. Hemen
şirketin web sitesinden lisans numarasını alıp SPK’nın resmî sitesindeki arama
bölümünde gerçekten bahsettiklere lisansa sahip olup olmadıklarının sağlamasını
yapabilirsiniz.
Yada yurtdışında bir şirket ile iletişim halindesiniz ve
size FCA lisansına sahip olduklarını belirttiler. Yine hemen lisans numarasını
alıp FCA’in resmî sitesinden bu bilginin doğruluğunu teyit edebilirsiniz. Tüm
resmi düzenleyici kurumlar (SPK,FCA,CFTC gibi) siz yatırımcıların bu tarz
durumları teyit edebilmeleri için herkese açık bir veri tabanı sunmaktadır.
Yani tüm Forex şirketleri nasıl ki lisans numaralarını açıklamak zorundalarsa,
düzenleyici kurumlarda lisans verdikleri şirketleri açıklamak zorundadırlar.
Böylece iki tarafında yatırımcı aleyhine bir pozisyonda kalmasının önüne
geçilmiş olur.
Özetlemek gerekirse düzenleyiciler, Forex şirketlerinin
bireysel yatırımcıların adil bir ortamda işlem yapabilmeleri için ellerinden
geleni yapmaktadırlar. Ancak yine de işlem yaptığınız kurumun farklı bir ülkede
olması, ulaşılabilir olmaması, fizikî olarak iletişim halinde olunamaması gibi
durumlar yatırımcı nezdinde tedirginlik yaratmaktadır. Bunun önüne geçebilmek
adına en az risk teşkil eden durum bağlı bulunduğunuz ülkede, o ülkedeki
düzenleyici kurumdan lisanslı bir şirket seçmeniz olacaktır. Türkiye’de
yaşıyorsunuz ve en doğrusu SPK tarafından denetim altında olan, fizikî olarak
Türkiye’de bulunan, gerektiği takdirde ofis ziyareti bile yapabileceğiniz bir
şirket seçerek paranızı daha güvende tutabilirsiniz.
Son bir detaya daha dikkat çekmekte fayda var. Şirketler
katı denetimler altında olsalar bile yan kuruluş olarak daha esnek olabilecek
offshore lisanslarla faaliyet gösterebiliyor. Örneğin gerçekten de İngiltere’de
bulunan ve FCA lisansına sahip bir aracı kurum, aynı marka ismiyle offshore
lisansı olarak yatırımcılarını buraya yönlendiriyor. Bu doğrultuda hem vergi vb.
maliyetlerden avantajlı hale geliyor hem de, bunu yapmış olan yatırımcı offshore
lisansa sahip yan kuruluşta hesap açmış olacağı için yatırımcı tarafı FCA
korumasından mahrum kalmış oluyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder